Film #7 The Wrestler

Uzun zamandır aklımdaydı bu film hakkında yazmak, eh 10 film ile kısıtlayınca sıra zor geliyor tabi.. 7. filmimiz Mickey Rourke’nin tekrardan dirilişini sağlayan bir şaheser, The Wrestler.

The Wrestler, başrollerini Mickey Rourke ve Marisa Tomei (kendisi en çok beğendiğim bayan aktrislerden biridir) nin paylaştığı ve oyunculuklarıyla bizi büyüledikleri bir dram filmidir. Film 2008 yılında düşük bütçelerle çekilmişti ve çok fazla iddası yoktu. Fakat senaryonun derinliği ve oyunculukların mükemmelliyeti bu filmin inanılmaz filmler arasına ismini yazmasına yardım etti. 2 dalda oscara aday olan The Wrestler, 30 a yakın ödül kazanmıştır. Filmin yönetmeni Darren Aronofsky (kendisini Requiem for a Dream’den hatırlıyoruz) dram fimlerindeki anı seyirciye yaşatma ustalığını bir kez daha konuşturmuş ve her ne kadar yavaş, dram filmi olsada bizleri sinema koltuğuna heyecanlı bir şekilde kilitlemiştir.

Film eski bir güreşçi olan Randy Robinson’ın (Biz kısaca Ram diyelim; Mickey Rourke) kişisel başarılarının en üst düzeyde olduğu 80’li yıllardan alınmış ve üzerlerinden 20 yıl geçmiş dergi kapakları, gazete kupürleri ve arka fonda hayran çığlıkları alkışları ile başlar. Ram başarılarını ringte kazanmış olmasına rağmen, geçen 20 yıl boyunca hayata karşı olan güreşinde yenilmiş ve kendi deyimiyle artık bir et parçasına dönüşmüştür. Yönetmenin belki de sonbahar mevsimini kullanması aslında Ram için de bir sona yavaş yavaş yaklaşıldığını aksettirmektedir.

Ram, artık yaşlanmıştır ve güreş sporunda yerini kaybetmeye başlamıştır, fakat bu hayatının bu dönümde kabul edebiliceği bir durum değildir. Çünki tutunacak başka bir dalı yoktur, kızı ile arası kötüdür ve tutunabiliceği bir sevgilisi, karısı yoktur. Ringleri bırakması kendisi için ne kadar zor olsa da bunu yapmak zorundadır. Aronofsky’nin hareket eden kamerası sayesinde, ağır bir anlatıma sahip olan film, dinamik bir şekilde hikâyesini anlatmaya devam ederken, Ram kaybetmiş olduğu değerleri, terk etmiş olduğu kızını, yaşam ile olan bağlarını tekrar kazanmak, hapsolduğu yalnızlık duvarlarını yıkarak tekrar elde etmek için seferber olur.

Çok ta fazla anlatıp filmin tadını kaçırmak istemiyorum, sonuç olarak The Wrestler yağmurlu bir kış akşamı, sıcak bir içecek eşliğinde evde oturup izlenebilicek en güzel filmlerden biridir. İyi seyirler!

 

Yorum bırakın